Spor Giyim: Talep ve Sürdürülebilirlik Arasında Yolculuk.

Spor giyim talebi son on yılda trendlerdeki birkaç değişimden faydalandı, ancak son iki yılda muazzam bir toparlanma görüldü. Evden çalışma gerekli hale geldikçe ve evde fitness tek seçenek haline geldikçe, rahat spor giyim ve aktif giyim talebinde keskin bir artış görüldü. Arz tarafında da, sektör son on yılda büyük değişimler gördü. Bir analiz.

Tarihsel olarak spor giyim, profesyonel spor topluluğu için bir niş olarak kaldı ve bunun dışında talep, ya spor tutkunu olan ya da düzenli olarak spor salonuna giden insanlardan geldi. Athleisure ve spor giyim gibi giyim türlerinin pazarı kasıp kavurması ancak yakın zamanda gerçekleşti. COVID öncesinde de, spor giyim talebi, genç tüketicilerin hemen hemen her ortamda sportif görünmeyi ve rahat kıyafetler giymeyi tercih etmesi nedeniyle yıllar içinde hızla arttı. Bu, spor giyim şirketlerinin ve moda markalarının eşit olarak ve bazen de birlikte, bu yaş grubuna hitap eden şık spor giyim veya athleisure veya spor giyim ürünleri çıkarmasına yol açtı. Yoga pantolonları gibi ürünler, özellikle son zamanlarda kadın tüketicilerden talep yaratarak athleisure pazarına öncülük etti. Pandeminin başlaması, evden çalışma gerekli hale geldiğinden ve talep 2020'de kısa bir süre düştükten sonra geçen yıl önemli ölçüde arttığından bu eğilimi güçlendirdi. Son talep patlamasına rağmen, spor giyim talebi son on yılda da artış gösterdi. Markalar bu talebe olumlu yanıt verdi, özellikle kadın tüketicilere daha fazla hitap etmeye başladılar ve sürdürülebilirlik çağrısına yanıt vermek için harekete geçtiler.

Spor giyim pazarı, Küresel Mali Kriz'in sektör genelinde yarattığı şoktan sonra 2020'de talepte en büyük düşüşü gördü. Önceki on yılda, spor giyim talebi güçlü kaldı; bu, spor giyim ithalatının 2010'dan 2018'e yıllık bazda ortalama %4,1 oranında büyüdüğü gerçeğinden anlaşılabilir. Genel olarak, 2019'daki on yılın zirvesinde, spor giyim ithalatı, on yıl önce 2010'a göre %38 büyüdü. Talep ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa pazarları tarafından yönlendirilirken, daha küçük pazarlar da kademeli olarak pazar payı kazanıyordu.